Geçtiği ülke gibi bu filmin de tamamına boğucu bir paranoya iklimi hâkim. Mohammad Rasoulof’un son filmi, Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde soruşturma hâkimliğine terfi eden İman’ı izliyor. Siyasi muhalifleri doğrudan yargılama yetkisini edinen İman’ın atanması, tam da Mahsa Amini’nin ölümü protestolarına denk gelmiştir. Beylik tabancası durup dururken ortadan kaybolunca İman, eşiyle kızlarından şüphelenir. İçine işlemiş güvensizliği ve yükselen paranoyasıyla baş edemeyince sert önlemler alır ve evde kendince bir soruşturma başlatır. "Rejim karşıtı propaganda" suçlamasıyla İran’da sekiz yıl hapse mahkûm edilen Rasoulof, gizlice Almanya’ya kaçarak filmin Cannes’daki prömiyerine katıldı. Çekimleri gizlilik içinde gerçekleştirilen ve Almanya’nın Oscar adayı olan film, hem protestolardan hem de rejimin gösterileri acımasızca bastırışından gerçek görüntüleri içeriyor.